sıkıştırmak

sıkıştırmak
зажима́ть затя́гивать
* * *
-i
1) втиснуть, всунуть, впихнуть

çamaşırları bavula sıkıştırmak — сунуть бельё в чемодан

2) сжать, зажать, сдавить
3) потеснить, стеснить, заставить теснее расположиться / сесть / встать
4) прищемить, придавить, ущемить

parmağını kapıya sıkıştırdı — он прищемил палец дверью

5) насильно незаметно всучить / навязать

eline dolu bir kadeh sıkıştırdılar — они силой всунули ему в руки полную рюмку водки

6) сжимать, окружать, брать в кольцо (противника и т. п.)
7) разг. нажимать, оказывать давление

sıkıştırınca hepsini söyledi — как только на него нажали, он всё рассказал

8) арго приставать, назойливо домогаться

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "sıkıştırmak" в других словарях:

  • sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapana sıkıştırmak — 1) birini zor durumda bırakmak Fikirlerindeki çelişmeyi belirtip adamı kıskıvrak bir kapana sıkıştırır. H. Taner 2) birini düzenle zor duruma sokmak, işin içinden çıkamaz duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zorba — sıkıştırmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • çiktürmek — sıkıştırmak, düğüm sıkıştırmak, II, 180bkz: çigilmek çiklişmek çokluk bildiren s ıfat edatı III, 56, 57 bere, döğmek yüzünden deri üzerinde olan iz I, 336; III, 134 çirkinlik, çil III, 134 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tıgratmak — sıkıştırmak; becerikli, tıgrak yapmak, II, 330 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • gıvratmak — sıkıştırmak bükmek …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • sıkılamak — i 1) Sıkı duruma getirmek 2) Sıkıştırmak 3) Dolma tüfek, tabanca vb. ateşli silahları ağızdan doldurup sıkıştırmak 4) İyice tembih etmek 5) mec. Bunaltmak 6) mec. Zorlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayarlı pense — is., tek. Vida, cıvata ve musluk aksamını sıkıştırmak amacıyla kullanılan, ağız açıklığı ayarlanabilen özel alet …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çitmek — i, er 1) Bir araya getirmek, birleştirmek 2) Kumaştaki deliği örerek kapamak 3) Tarağın dişlerini iplikle bağlayıp sıkıştırmak 4) Çitilemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapan — 1. is., esk., Ar. ḳabbān Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığı resmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu yer 2. is., Ar. ḳabbān 1) Bazı hayvanları yakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak 2)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»